Cehennemağzı mağarası

 


Cehennemağzı Mağaraları (Karadeniz Ereğlisi): Antik Çağa ait arkeolojik kaynaklarda "Acheron-Akheron Vadisindeki Mağaralar" adıyla geçen Cehennemağzı Mağaraları, (Kehanet Mağaraları) Ereğli'nin geçmişte Ayazma olarak adlandırılan İnönü Mahallesinde olup, dört mağaranın ortak adıdır.
Cehennemağzı Mağaraları, Yunan Mitolojisine konu olmasıyla birlikte, Hıristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde gizli yapılan tapınmalar için kullanıldığı sanılan ilk ibadet merkezlerinden biridir.



Cehennemağzı Mağaralarının Mitolojik ve Dinsel Önemi:İnsanın doğaya karşı yenilmez dayanma ve saldırma gücünü simgeleyen Herakles'e, Eurstheus tarafından verilen on iki görevden sonuncu ve en güç olanı, Cehennem Köpeği Kerberus'un hiç bir ölümlünün bir daha geriye dönemediği Ölüler Ülkesi'nden (Hades) kaçırılmasıdır. Herakles, Altın Postu aramak üzere yola çıkan Argo gemicileri ile birlikte Ereğli'ye gelir. Hermos ve Athena'nın da yardımıyla, kimi anlatımlara göre üç başlı ve yılan kuyruklu Kerberus'u yeryüzüne çıkarır. Eurystheus'un Kerberus'u gördüğünde çok korkması üzerine, Herakles onu Ölüler Ülkesine geri bırakır. Herakles'in Kerberus'u kaçırmak için Ölüler Ülkesine indiği yer Cehennemağzı Mağaralarıdır.
İlk çağın en önemli kehanet merkezlerinden birinin bu mağaralar olduğu bilinmektedir. Diğeri ise Yunanistan'ın Delpahai Kentindedir.
Bir başka söylenceye göre, şehrin tekfurunun kızı, hizmetkarına aşık olur ve evden kaçar. Cehennemağzı Mağaralarındaki kız-oğlan odasına saklanır. Cehennem zebanisi kendisini korur. Mağaraya giremeyen tekfur "Taş olun!" der, kız ile oğlan taş kesilir.
alıntı:  T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü sayfasından.

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 

















Bir akşam birden karar verdik Kızılcahamam' a diye düştük yola. Arkadaşlar yolda fikir değiştirerek Akçakoca'ya döndüler geze eğlene yemek yeyip çay içerek vardık sabah 06:00 da Akçakoca'ya  tabii üzerimizde şort mayo hiç bir şey yok, biraz gezip dolaştıktan sonra başka bir yere gitmek fikri atıldı ortaya, Ereğli Türkiye de demir çeliğin şehri Zonguldak Ereğli. Çıktık tekrar yola. Ereğli'ye geldiğimizde açıkmıştık çünkü kahvaltı saatini bir hayli geciktirmiştik.

  Deniz kenarında güzel bir yer bulduk bayağıda büyük hem kapalı hem açık salonu olan, biz tabii dışarıda mükemmel bir kahvaltı yaptık. denize nazır birer çay ve keyif sıgarasından sonra tekrar çıktık yola. Fakat arabaya binmeden aramızda konuştuk nereye gideceğiz diye. Tam o sırada gözüme bir tabela ilişti Cehennem Ağzı mağarası, hadi oraya gidelim dedim. Bizimkiler aman ne yapacaksın falan derken, baktık ki zaten hemen karşımızda evlerin arasından giriliyor, daldık içeriye o dar sokak tan zor görülen ama içer si aynı şekilde korunmuş olan mağaranın bulunduğu vadimsi alana.

  


içeri girerken bizi güler yüzlü bir kişi karşıladı ( öğretmen , memur olduğumuzdan ) bizden giriş ücreti almayacağını söyledikten sonra hemen arkamızdan gelen turistlerden giriş ücretlerini tahsil ederek anlatmaya başladı, meğer gişe görevlisi olan arkadaş ( belki pazar günü olduğundan ) aslında buranın rehberliğini yapıyor ve gelen misafirlere burasını gezdirirken bilgilendiriyormuş.  

Görevli arkadaş bizi bu mağaralarda gezdirirken hem anlatarak buradaki dört mağarayı tanıtıyor hem de şuranın resmini çekin burasına dikkat edin diyerek yönlendiriyordu, bunları yaparken de espri yapıp bizleri güldürmeyi unutmadı tabii.









 Nerede ise tüm tarihi eserlerimiz de olduğu gibi burada da mozaik ler sökülmüş, define aranmış yani harabeye çevrilmiş.



 Bu merdivenlerden dışları çıkmanız gerekiyor ama gözüktüğü gibi değil inanın daracık ve dimdik. Ben elimde kamera hem çekim yapıyor hem buradan çıkmaya çalışıyordum, rehber arkamdan uyarıyor ve düşeceksiniz çekim yatınız, kamerayı kapatıp çıkın merdivenleri diye.

 İnsan tarihi eserlere böyle davranılmasını hatta böyle korunmasını ( korunmamasını ) gördükçe üzülüyor.
En acı olanı da yapanı gördüğümüzde umursamamak görmezden gelmemiz, orada bu kalıntılar binlerce yıllık belki ama bazı arkadaş bu mozaiklerin bu kayaların yada yapıtların üzerine isimlerini kazıdıkları zaman ne olacağını düşünüyorlar anlamak mümkün değil.
 







Evet güzel bir gezi idi bizim için, farklı değişik mağara veya kilise ama tarih, hemde çok eski tarih insan derin ve duygusal bir hal alıyor bu gibi yerlerde, bu haz bana göre güzel ve her daim yaşamak her daim farklı yerleri gezmek dolaşmak isterim. Yurdumuz un güzelliklerini keşfetmeden ve gezip tanımadan başka ülkeleri görmek istemiyorum, belki katılırsınız belki eleştirir ama bu benim fikrim.
Daha paylaşacağımız çok tanıyıp gezeceğimiz yer çok. 








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder